TUNCAY ŞEVKETOĞLU
Çizgi kavramının sanat ve edebiyatta karşılık bulan degerleri aslında
hayatımızdaki kesişmelerin, buluşmaların ya da ayrışmaların işaretleridir.
Var oluştan bu yana işaret ve çizgilerin yok olmuşcasına zamana bıraktığı
izler, zaman içinde ve mekan düzleminde aslında insanı anlatır ve
resmeder.
insan, toplum ve sanat üçleminin her noktasında "ötesi" arayışlar
içerisinde sürekli değişim sancı sarmalının fırtınasında sanat yolculuğunu
sürdüren usta sanatçı Tuncay Şevketoğlu’nun hayatındaki İstanbul sevdası
eserlerinde de karşılık bulur.
Doğuda benim, batıda benim, kuzeyde benim, güneyde benim, ben
İstanbulum, İstanbul benim diyerek en cesur fırça darbeleri ve çizgilerle
duygularını ve içsel yorumlamalarını tuvale aktaran sanatçının eserleri,
İstiklalde kırmızının sonsuzlaştığı tramvay, Ortaköy'ün yeni bir boyuta
evrildiği camii, tarihin günümüze izdüşümünü simgeleyen Galata, ilahi bir
seslenişin evrenselleştiği semazen duygular ile sessizligin ve sukutün
resmedildiği dar sokaklardaki kalabalıklar en hisli ve en güzel dizelerle boy
ölçüşecek güzellikte eserler olarak anlam kazanır.
Geçmişin bugün ile buluşmasındaki ustalıkla, çizgileşerek renklerin coşkusu ile geleceğin arayışlarına kapı aralayan sanatçı, İstanbul sevdasını zaman ve mekanın ötesine taşımanın sırlarını, sevdasının merkezine insanı koyarak sürdürmeye devam ettirmektedir.
Zaman ve mekanı insansız düşünmeyen sanatçının iz bırakan eserlerinde çizgiler ve çizgilerin öteki yüzü hiç bitmeyecek sanat yolculuğunun işaretlerini taşımakta ve anlatmaktadır. Sarının sıcağında ve siyahın karanlığında kaybolmadan, kırmızının gücünü beyaz ile saflaştıran ve bütün renklerin kimliğini her eserinde adeta yeniden tanımlayan Şevketoğlu'nun sanatsal anlatımında dün, bugün ve hep yarın vardır. Her resmi kendi içerisinde bir gizem barındırır.
Var olan bu değerler ile adeta sanat ve sonsuzluk kervanının hiç bitmeyecek yolculuğunda yer alan usta sanatçı olarak Tuncay Şevketoğlu'nun her eserinde dün ile bugünün sentezlenmesi yanında yarınlara dair umut yolculuğunun kodlamalarına rastlanır.
Her eserinde adeta yeniden doğan Şevketoğlu hep yarınlara dair umutlarının eserleri ile birlikte yaşanmakta, imge, doku, renk ve çizgileri ile su misali kıvrımlaşarak akışın hiç bitmeyecek yolculuğunda yer almaktadır.
Birçok yurtiçi, uluslararası, kişisel ve karma sergiye katılmanın yanında sonsuzluğun ve yarınlara dair düşlerinin peşinde 1986 yılından beri İstanbul'da başlayan ve süre gelen fırtınalı,sevdalı sanat yolculuğu sanatçı Tuncay Şevketoğlu'nun sessiz ve sakin görünüşünün görünmeyen öteki yüzüdür.